Southampton Üniversitesi’nden fizikçi Tim Fuchs, bu çalışmanın önemini şu sözlerle açıklıyor:
“Karanlık madde, evrenimizin yapısını belirleyen temel unsurlardan biri ancak hâlâ doğrudan tespit edilemiyor. Bugüne kadar hiçbir deney, onu tespit etmeye yaklaşamadı.”
Bilim insanları evrene baktıklarında, gözle görülebilen normal madde miktarı ile kütleçekim gücü arasında büyük bir tutarsızlık olduğunu fark ettiler. Gökadaların dış kısımlarının dönüş hızları ve uzay-zamanın büyük kütlelerin etrafında nasıl büküldüğü, evrende normal maddeden yaklaşık altı kat daha fazla karanlık madde olduğunu gösteriyor.
Ancak karanlık maddenin ne olduğu hâlâ bilinmiyor. Gözle görülemeyen, ışık yaymayan ve evrendeki tek etkisi kütleçekim yoluyla hissedilen bu gizemli maddeyi tespit etmek için bilim insanları her türlü olasılığı araştırmaya devam ediyor.
Bu noktada, Fuchs ve ekibi Jovian-1 adlı bir uydu ile karanlık maddeyi algılayabilecek bir deney yapmaya hazırlanıyor. 2026 yılında fırlatılması planlanan Jovian-1, Dünya yörüngesinde iki yıl boyunca süzülerek karanlık maddeye dair izler arayacak.
Deney kapsamında, grafit levhalar manyetik bir alan içinde havada tutulacak. Tim Fuchs, deneyin çalışma prensibini şöyle açıklıyor:
“Deneyimiz, daha önce yapılmış hiçbir çalışmaya benzemiyor. Mikro yerçekimi ortamında, manyetikler arasında havada süzülen grafit parçaları, en küçük kuvvetlere karşı son derece hassas olacak. Eğer karanlık madde belirli bir yoğunluğa sahipse, görünmez bir ‘karanlık rüzgar’ bu parçacıkları hafifçe iterek ölçülebilir bir hareket oluşturacaktır.”
Jovian-1, Southampton Üniversitesi, Portsmouth Üniversitesi ve Surrey Üniversitesi öğrencileri tarafından tasarlanan birkaç deney taşımakta. Deneyin sonuçlarının alınması birkaç yıl sürecek olsa da, karanlık maddeye dair en güçlü ipuçlarından birini sağlayabilir.
Fuchs, Dünya’daki büyük karanlık madde dedektörlerinin bugüne kadar neden kesin sonuç veremediğine dair bazı teorileri de paylaşıyor:
“Bazı teorilere göre, karanlık maddenin etkileşim oranı o kadar yüksek olabilir ki, atmosferimizi veya Dünya’daki dağların altına inşa edilmiş dedektörleri aşamayabilir. Bu durum, yeryüzündeki deneylerin neden net sinyaller alamadığını açıklayabilir.”
Bilim insanları için bu deney uzaydaki ilk levitasyon teknolojisi denemesi olacak. Fuchs, bu projeyi şu sözlerle özetliyor:
“Misyonumuz, uzayda karanlık maddeyi tespit edebileceğimizi kanıtlamak. Eğer başarılı olursak, evrenin en büyük gizemlerinden birini çözmeye bir adım daha yaklaşmış olacağız.”
More Stories
Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri’ne başvurular başladı
Samanyolu’nun 30 katı büyüklüğünde galaksi keşfedildi
OpenAI, devlet kurumları için “ChatGPT Gov”u tanıttı